Ağlamak
Birçok kez gözünü açıp kapattı. Gözünü açıp kapatması nafileydi. Vücudunun titremesi durmuyordu.
Bulanık görmeye başladı. Otobüsteki yolcular otobüsün manevra yapmasından dolayı mı sallanıyor yoksa başı mı dönüyor kestiremedi.
Eviyle arasındaki mesafeye yarım saat vardı daha. Gözünden akan iki damla yaş boğazına kadar ulaştı. Otobüsten inmek için ayağa kalktı. Başı acayip bir şekilde dönüyordu.
Dengesini kaybetti. Düşecekken bir adama tutundu.
Adam dönüp ‘İyi misin?’ demedi.
Belki de hayal görüyordu. O anki ruh halinden dolayı beyni normal çalışmıyordu belki de.
Hayaller görüyordu belki de.
Otobüsün stop düğmesine bastı kendisini zar zor dışarı attı. Esmer teni kızarmıştı.
Kulağı çınlıyordu. Hareketleri kısıtlaştı. Durağa geçip oturmak istiyordu.
Lakin adım atacak gücü yoktu.Bayılacağını düşündü.
Kendisini durağa attı.
Oturdu ve dondu.Gelen sesleri duyuyor ama tepkisizdi.
Durağa gelen bir genç selam verdi. Bu durumda bile bir selama kayıtsız kalmak istemedi. Çok zorlandı ama selama karşılık verdi.
Boş ve tedirgin gözlerle etrafı seyretti.
Kendini biraz daha iyi hissetti. Duraktan kalktı ve su almak için markete gitti.
Markete gittiğinde kasada duran 50-55 yaşlarındaki adam gencin tuhaf olduğunu fark etti.
Gencin dikkatini kasadaki adamın arkasında duran sigaralar çekti.
Sigarasının bittiğini fark etti. Sigara ve su almak istedi.Kasiyere parayı verdi ama konuşamadı.
Kasiyer bir tuhaflık olduğunu sezdi.
Gencin ağzından ‘Marlboro’ kelimesi çıktı.
-Marlboronun hangisini vereyim?
-Red
Kasiyer raftan marlboro red paketini çıkarttı.
‘Su’ dedi genç.
‘Dışarda’ dedi kasiyer.
Genç markette bulunan direklere tutunarak dışarı çıktı.
Kırmızı dolabı açtı ve içinden bir şişe su çıkarttı.Kasadan geçirtmeden suyu açtı ve içti.
Ruh halinde değişen çok bir şey olmadı.
Başına ağrılar girdi.
Gencin kafası karışıktı. Ağlamak istiyordu. Ağlasa düzelirdi belki. Tanımadığı insanların yanında ağlamak istemiyordu.
Gencin kafası çok karışıktı.
Markette çıkarken gözünden bir damla yaş daha geldi.
Ayakta duramıyordu. Bir tabure dikkatini çekti.Oturmak için izin istedi.
Genç özür diliyordu üst üste.
Kasiyer ‘Ambulans çağırayım mı yeğenim?’ dedi
Genç kaşlarını kaldırarak istemediğini belirtti.
Markette takkeli bir adam vardı.40’lı yaşlarında. Samimi bir tavırla gencin omzuna dokundu.
‘Ne olduysa geçti gitti.Stres yaparak kendini üzersin. Geçen zaman geri gelmez. İyi değilsin ambulans çağıralım. Sakin ol.’ Dedi.
Genç sakinliğini çocukken yitirdi.
Ambulansa çağırmaya gerek yok dedi.
Başı dönüyordu.Kışın en sert soğuğunda başına soğuk suyu döktü.
Bütün gama karşı sadece ağlayarak karşılık verdi.
Gecenin soğuğunda ağladı ağladı ağladı ve ağladı.
