Bir Miktar Takıntı
Yine o çirkin ses kulaklarımı deliyor. Uyanmak istemesem de mecburum buna. Kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Olacakları az çok tahmin ediyordum. Saatlerce o yanında garip desenler olan aynaya baktığım da olmuştu.Bazen kendimi kontrol edip beş dakikada o banyodan kaçtığım da olmuştu. Bakalım bu gün ne olacaktı? Aynaya baktığımda korkuyla geri çekilmek istemem bir şeye yaramadı. Tam çekileceğim an gözümde çapak olacağı ihtimali vücudumun sinirden titremesine sebep oluyordu. Filmlerde ve dizilerdeki aynaya yumruk atma sahnesi aklımı karıştırıyor. Sahi ben de mi yumruk atsam? Yumruk atsam düzelir mi her şey? Düzelmez, buna eminim. Daha fazla sıkıntılar peyda olacak. Sakin olmam lazım. Banyodan tam çıkacakken el yıkama takıntım baş gösterdi. Yıkadım. Dayanamadım bir daha yıkadım. Kendimi kontrol edemedim. Zamanın geçtiği düşüncesi aklımı bulandırdı birden. Çok büyük bir zorlukla vücudum titreye titreye kapıyı açtım ve saate baktım.Tam tamına 4 dakika kalmıştı servisin gelmesine. Koşarak çıktım evden. Asansörün gelmesini beklememek için merdivenlerden indim. Çok hızlı indim. Bundan dolayı kafa üstü yere düşüyordum. Son anda toparladım ve kendimi düşmekten kurtardım.Büyük bir zaferdi bu. Ama merdivenden değil de hayattan düşeceğim galiba.
"Celaleddin Cihat"
