Delirmek İçin Sebeplerim Var
Teşhis ilk koyulduğu zaman sürekli yanlış teşhis konulduğunu düşünüyordum. Boş yere ilaç aldığımı düşünüyordum. Zaten bir psikolojik rahatsızlığım vardı. Obsesif kompülsif bozukluk tanısını almıştım. Çocuktum o zamanlar. Şimdi birde bipolarla uğraşmak istemiyordum. Belki de beynim o yüzden bu tanının yanlış olduğunu söylüyordu. Kabullenirsem zihnimde sürekli onun döneceği yanılgısı vardı. Yanlış bir düşünceydi ve ben bunun yanlış olduğunun farkında değildim.
İlk zamanlar bipolara yönelik bir durumum doğru düzgün yoktu. Fakat bir gün kalktığımda ölüm sorgulaması ve korkusuyla uyandım. İlk başta neler olduğunu anlayamadım. Geçmişte de böyle şeyler yaşamıştım. Fakat bu tuhaftı bu başka bir şeydi. Uyanır uyanmaz bir gün öleceğim o gün ne zaman nasıl olacak gibi sorularla beynimi yiyip bitirdim. Bu duruma bir anlam vermek zordu. Bipolarla alakasının olup olmadığını bile doğru düzgün anlamadım.
Ertesi gün doktora gittik ve doktor bunun bir depresyon başlangıcı olduğunu söyledi. İlaçlarda bir düzenleme yaptı. Gün geçtikçe her şey artıyordu. Gün geçtikçe eve kapanıyordum. Hiçbir şeyden keyif alamaz hale geldim. Sürekli aklımda ölüm vardı. Günün çok büyük kısmı uyuyordum. Uyanınca yemek yiyip tekrar uyuyordum. İçtiğim sigara da zevk vermiyordu. Yaptığım hiçbir şeyden zevk almıyordum. Kontrolsüz bir şekilde yemek yemeye başladım. Kontrolsüz bir biçimde uyuyordum. Gittikçe kilo alıyordum. Depresyon başlangıcından 2 ay sonra yaklaşık 40 kilo almıştım. Bu da canımı sıkan başka bir nedendi. Doktora gidip gelmeler bir sonuca varmamıştı. Gittikçe daha da kötü oluyordum. Doktor bunun zor bir hastalık olduğunu ve iyileşmek için biraz sabıra ihtiyaç olduğunu söylüyordu ama benim sabredecek gücüm kalmamıştı.
Her şey böyle giderken birde babam rahatsızlanmıştı. Tabi ben ruh gibi etrafta geziniyordum. Olan bitenin farkında olmakta zorlanıyordum. Evet babam hasta ama ben bir tepki veremiyordum. İçten içe üzülüyordum ama ruh gibi hiçbir şeye tepki vermeden de yaşıyordum.
Aslında kendi depresyonumun bile farkında değildim. Birgün annemle konuşurken depresyonda olduğumu söyledi. O zaman anladım ki işte ben depresyondayım dedim kendi kendime. O zaman netleşti kafamda bir şeyler. O zaman anladım 13 yaşında başıma gelen şeyin ve şimdi başıma gelen şeyin aynı şey olduğunu. Tam 13 yaşında babamla İstanbul’a gitmiştim. Çok mutluydum giderken ilk kez uçağa binecektim ve ilk kez İstanbul’a gidecektim. Fakat gelmeye yakın bana bir hüzün çöktü. Otobüsle dönecektik ve ben yolun bitmesini hiç istemiyordum. Yolun bitimine yakın ağlama isteği her bir tarafımı sardı. Şehrin girişine geldiğimizde tek isteğim uyumaktı. Sebep diye sorsan bir sebep söyleyemezdim. Ama bir an önce eve gitmek istiyordum. Bir şekilde eve geldik ve ben gelir gelmez yatağıma gittim. Uzunca bir süre uyudum. Soranlara yol yorgunuyum dedim. Bu kadar mutlu gidip bu kadar hüzünlü dönmeme kimse anlam veremedi tabi. Annem babama noldu buna tartıştınız mı diye sorup duruyordu. Fakat babam da olaya anlam veremedi. O depresyonu da bir şekilde atlatmıştım. Yaklaşık 7-8 sene bir daha depresyona yakalanmadım. Arada başka olaylar da oldu tabi ama depresyon gibi değildi. İşte şimdi yaşadıklarıma bir anlam yüklüyordum. Bu depresyonlar boşuna değildi. Bu depresyonların hepsinin bir anlamı vardı. Ama ben daha o anlamı çözemedim.
Sözün özü kendime sürekli delirmemek için sebeplerim var deyip durdum. Ailem var yeğenlerim var onlar için ayakta durmalıydım. Bazen düştüm bazen kalktım ama sonunda hep kalkmayı bildim.
"Faruk Y."
