Kuyu Zifiri
Adem: İnsanlığın yaratılışından beri vardır. İlk peygamberdir soyundan bir dünya türemiştir. Cenneti dünyayı ve hak olanı bilir.
Yakup: İsrail oğullarına gönderilen peygamberdir. Gözünün nuru oğlu Yusuf’u kardeşleri ile koyun gütmeye yolladıktan sonra kaybetmiştir. Kıssanın aksine oğlunu ağlayarak beklemek yerine ilk olarak çölde onu aramaya karar vermiştir. Onun bedenini bulmak, Yakub’un yaralı ruhunun sızısını dindirmeyecek ancak yasının başlamasını sağlayacak ve Yakub’un azabını hafifletecektir.
Dünya üzerinde ki her kültürün farklı isimlerle bildiği bu iki karakter boş bir kuyunun başında karşılaşırlar. Yakup yaşlı olduğu için bitap haldedir. Çöl şartları onu çok zorlamıştır. Adem ise gücü kuvveti yerinde vakur bir duruş içinde ona bakmakta ve onu küçük görmektedir. Konuşmaya Adem başlar.
Adem:Bu halin nedir İsrail oğullarının peygamberi bir oğul için kendini bu hallere sokmaya değer mi? Sen iman ettiğin, peygamberi olduğun Allah’ın hükmüne güvenmiyor musun yoksa?
Yakup: Arayışımın kaynağı inançsızlık değildir. Lakin sende biliyorsun, ben bir peygamberden önce insanım bir babayım ve oğlumun onlarla gitmesine izin verdiğim için kendimi suçlu hissediyorum.
Adem: Kendini yorman beyhudedir. Tüm evrenin yaratıcısı, kaderlerin yazarı elbette senin Yusuf’una güzel bir kader yazmıştır. Yapman gerekeni yap evinin ve ailenin başına dön onların sana ihtiyacı var.
Yakup: Elbette sözlerinde haklısın Allah’ın peygamberi ancak bana söyler misin? Bir masum oğluna bile sahip çıkamayan bu baba nasıl o insanlara fayda sağlayabilir? Ben yapamadım Yusuf’umu kurttan daha zalim abilerinden koruyamadım en azından bedenini bulup bir mezar yapmak istiyorum ona eğer ölmemişse kokusunu son bir kez olsun duymak istiyorum onun.
Adem: Sen İsrail oğulları ile çok vakit geçirdiğin için kafan karışmış. Biz bize yazılan tüm sınavlara imtihanlara teslim olmalıyız. Senin görevin beklemektir sonra zaten bunlar Yusuf’a olan aşırı sevginden kaynaklıdır. Peygamberlerin sınanması gerekir. Zira bende evlat acısı çektim ne kadar zor olduğunu biliyorum. Hatta benim evladımı da kardeşi öldürdü. Hem katiller zalimler, hem alimler peygamberler çıktı soyumdan asla suçlamadım ne kendimi ne yazgımı.
Yakup: Bunlar elbette doğrudur ancak ben yazgıma itiraz etmiyorum. O gelse de gelmese de tehlikede de olsa kolayda da olsa ben onu aramak zorundayım aksi halde kendime bunun hesabını nasıl veririm?
Adem: Sen fazla yaşlandığın için kafan karışıyordur belki de… Ey Allah’ın peygamberi bunun başına gelme sebebinin namaz esnasında Yusuf ağlıyor diye o yana bakmaktan geldiğini bilmiyor musun? Sense ders almak yerine bir insanım deyip yine Yusuf Yusuf deyip çöllere vuruyorsun kendini. İlahi yazgıya teslim ol eve ve ailene dön. Kendi ettiğinin cezasını çek çokça tövbe et.
Yakup: Biliyorum ancak tek bir habere ihtiyacım var. Benim hatamın cezasını oğlum mu ödedi yoksa yüceler yücesi yaratıcımız sadece küçük bir bedel olarak bana bu hasreti mi verdi bilmem lazım.
Adem: Sen kaderi, geleceği bilmek istiyorsun ancak bu imtihan tam da buradan kaynaklıdır. Şimdi evine dön ve dediklerimi asla aklından çıkarma
Yakup: Ya kaderim buysa Yusuf’umu aramaksa
Adem: Bazen sadece olması gereken olur ve biz onu değiştirebileceğimizi sanırız. Biz insanlar elbette ki aciziz inanmak istemez yazgısını düzeltebileceğimizi sanarız. Aynı acıyı tekrar tekrar yaşarız sanki olan bir kerede olmamış gibi ancak tüm bunlar anlamsızdır. Bizi ruhlarımızı ancak olana inanmak ve sabretmek kurtarır.
Yakup: (Yaşlı gözlerle) Acımı yaşayacağım kaderimize boyun eğeceğim der.
Adem o an oradan kaybolur. Yakup bunun bir düş olduğunu anlamış ancak gelen ilahi mesajı da kabul etmiştir. Rivayet odur ki: bu sanrıdan sonra Hz Yakup evine geri dönüp sabırla beklemeye başlamıştır
Bu sabır sınavı yıllar sürer Yakup ağlamaktan görme yetisini bile kaybeder ancak sonunda Yakup Yusuf’una kavuşur onun gömleğini koklayınca gözleri açılır. Bu kıssa en çok bilinen teslimiyet öykülerinden biridir. Hatta 21. Yüzyılda Türkiye adı verilen bir ülkede bunla ilgili zor zamanlarda teselli için şöyle denir.
"Bir bakmışsın Yusuf kuyuda dardadır, bir bakmışsın Yusuf Mısır'da sultandır."
"Mine A."
