Yaşarken Gülecek


Bizim bir Nusret abimiz vardı.İnşaatlarda çalışıp birkaç kuruşla geçimini sağlayan Nusret abi.Yeşil gözleri,simsiyah saçı,kalın bıyığıyla sert bir insan görüntüsü verirdi.Ama öyle değildi.Sinirlerirdi her insan gibi ama çok nazik bir insandı.Sinirlenince gözlerini kapatırdı.Açtığındaysa ne var ne yok söylerdi.Nusret abi bir gün inşaatın tepesinde çalışırken Çocuk Esirgeme Kurumu'nda bir bakıcının çocukları dövdüğünü görür.Dayanır mı bizim Nusret abi? Dayanmaz.


O günü sinirli,uyumsuz,berbat,delice geçirdikten sonra eve gider ve eşine durumu anlatır.Eşine der ki o çocuklardan hiç olmazsa birini biz kurtaralım der. Eşi çok üzülür. Nusret abi durumu anlattıkça eşinin gözünde yaşlar belirir.Yazmasının ucuyla yüzünü siler. Nusret abi gider işlemleri başlatır.Beş yaşında bir erkek çocuğunu oradan evlatlık olarak alır.Çocuk kara gözlü,kara kaşlı zayıf bir çocuktur.Güldüğu zaman da gözleri kısılırdı.Geçen beş yıl içerisinde yani on yaşına girince o zayıflık gitti ve bir göbek eklendi bizim çocuğa esmer yüzü gülücüklerle aydınlandı.Nusret abi ve eşi Nermin abla çocuğun etrafında dönüyorlar.Nusret abinin diğer çocukları evlatlık olan çocuktan çok büyüklerdi ama onlar da onun yanında çocuk olurlardı.Onunla yatıp yuvarlanırlardı.Bizler de onlara katılıyoruz.Nusret abinin bir sözü kulaklarımda yankılanıyor."O çocuk doğarken ağladı yaşarken gülmeli."

"Celaleddin Cihat"