Ağıt

 


Öküzlerim öldü
Geceydi ve karanlıktı
Yağmurluydu ve sustu
Pustu renkler solmuştu
Sarı, altın sarı başaklarım
Çürümeye dayandı - yüz tuttu

Şehrengiz dört duvar
Raylar kesik, köprüler çukur
Tren devrik, istasyon uçuk
Biletim kesilmez oldu
Yolculuklar hiçbir yere artık
Ben, bir zamanların seyyahı
Sırtında çanta başında martı
Kim ved etti beni
Cebimde öldü martı

Nerede altın rengi buğdaylar
Nerede neşe şen kahkalar narlar
Kalabalık gümbürtü insan bütünü
Sanki sardalya sürüsü
Demirdendir binalar
Pas kesen insanlar
Zift tüter bacalar
Asit yağanlar
Toprağım kurum, pekçe kara
Kodüktör gelecek mi bir daha

Dur yolcu!
Bu yol nereden nereye gider
Biz de sıyrılacakmıyız bu keder
Gün doğsa da gecedir gökler
Martım için müjdeli haberi ver

Öküzlerim öleli beri
Başında bekledim sıcak nefesini
Kalkacak, silkinecek çifti
Yeniden, yine ve bir daha
Sırtlayacak zemini

Dünya bir kum tanesi
Mercekle bakalım kimin nedir derdi
Mercek seçmez
Muhakkak ki bakteri!
Cihan sanmış etrafındaki çemberi

Baytar, oğlum, ruhumun acısı dindir
Kasap, öküzlerim lime lime birleştir
Çürüdü, solucanlar kemirdi
Geride yalnız kemik
Yalnız kemik bıraktı
Terzi, bare bir deri sen diktir

Tahnit ettim maziyi
Koydum körüm baş köşe
Peykemden bakıp gülümsedim
Öküzlerim vardı evvelce


"Enes Özen"