Kumzambakları
Umutların üstüne tomruk devrilmiş
Hey hey de hey hey
Martılar uçmuyor artık
Kediler de öğrendi ağlar
Dalgaları palmiyelerde
Gökten siyahtır deniz
Palmiyeler de üşüdü
Bizi de unuttu güneş
Kehkeşanlar dolusu
İstiflenmiş yine de biriciğiz sanırlar
Ben kim? Artık biz
Biz de içlerimizde silinir yiteriz
Saçlarımı taramak güzel
Korkuyorum birgün yine
Bir gün yine kısacık kalacak
Seyahatim bitmedi hey hey
Hala dağlardayım hala ormanlarda
Hala kentlerdeyim hala yollarda
Hey hey de hey hey
Zincirden yılanlar
Afsalftları arşınlar
Uçmaya kanat gerek
Şu köhne duvarları bir bir kırmaya
Bana tirşe cam zerresi gerek
Ünvanlar takım elbiseler
Formlar belgeler kağıtlar
Çöpten beklenen medetler
Bir de kırık koltuğumuz
Sapsız tavamız
Lapise mecnun ocağımız
Buz gibi soğuk
Hürriyetimiz bizim, evimiz
Bir de kızlar çokça sevdiğimiz
Mendiline teşrifatçı dudağımız
Bir de perdenin kırmızısı
Tahtanın gıcırtısı
Ve çakıl çakıl umutlar parıltısı
Yaşansın diye
Hayatımızı harcadığımız
Perdesinin kırmızısına
Tahtanın gıcırtısına
Hayalden hakikat çemberine
Kimseyi sokmayacağız
Kainattan kopacak
Kendimize kaçacağız
Kalkacağız bir gün
Hey hey de hey
Toprağı savuracağız bir gün
Hey hey de hey
Muhakak çiçeğe duracağız
Uzun sahillerden geçecek
Yengeçlere direnecek
Ay zannetmeyip şehrin izbe ışıklarını
Denize ulaşacağız elbet
Kumzambaklarıyız
Geçitsiz heyelanların
Demir akarsuların
Vaktin en kırmızısının
Tekinsiz, çokça umutsuz diyarlarından
Damla su içmeden
Kök salıncağı noksan
Feleğin en beklenmeyen
En nazlı cevherinden
Baş verecep çıkacağız bir gün
"Enes Özen"
